COVID-19 virüsü hayatımıza girdiği günden bu yana çok sayıda teoriyi de beraberinde getirmişti. Bunların başında insan bedenine kalıcı hasarlar verdiği geliyordu. Artık ise bu hasarların artık gözle görülür bir hal aldığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde sizlere virüsün tesiriyle beynimizdeki gri unsurun azaldığından ve gri hususun ne olduğundan bahsetmiştik.

Virüsün pek çok tesirinin yanı sıra, olduğumuz aşıların da gebe bayanlar üzerinde tesirleri açıklanmış ve bu tesirlerin araştırmalarına devam edildiği bildirilmişti. Bugün de bilhassa COVID-19 periyodunda dünyaya gelen bebeklerle ilgili gerçekleştirilen bir araştırma, virüsün telaş verici etkilerini bir sefer daha gün yüzüne çıkardı. Pekala yeni doğan bebeklerde COVID-19 virüsü ne üzere sıkıntılara yol açıyor? Gelin birlikte bakalım…

Bilişsel aktivitilerde ve konuşmada zahmet çekiyorlar

Brown Üniversitesi araştırmacıları ve erken lisan gelişimine odaklanan bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapılan araştırma, COVID-19’un çocuklar üzerindeki kaygı verici tesirlerini gözler önüne serdi. İki araştırma kümesinin ortak yürüttüğü incelemelerde Luna’nın ‘konuşma sayar’ aygıtını kullanan araştrımacılar, aygıtı çocukların üzerine yerleştirip gün içerisindeki konuşmalarını dinlediler. Toplanan datalar, çocuklarının gelişimi konusunda telaşlarını lisana getiren ailelerin bu fikrini haklı çıkarıyordu. Çocukların gün içerisinde duyduklarına verdikleri reaksiyonun olağandan çok daha düşük olduğu görüldü.

Biliyorsunuz ki bilhassa konuşmayı birinci öğrendiğimiz periyotlarda duyduklarımızı taklit ediyoruz ve konuşmayı da aslında bu halde öğreniyoruz. Lakin yapılan araştırma gösteriyor ki; COVID-19 sırasında doğan çocuklar, virüs öncesinde doğan çocuklara kıyasla duyduklarına çok daha az reaksiyon veriyor. Araştırmacılar, bu durumu Mart 2020 yılında bir küme çocuğun labarotuvardaki bilişsel testlerdeki yavaşlığıyla fark etmişti. Karşılaştıkları bu durumdan kuşku duyan araştırmacılar, bugüne kadar virüsün çocuklar üzerindeki tesirini net olarak tespit edememişlerdi. Artık ise virüsün tesirlerinin ne olabileceği netleştirildi ve virüs sırasında doğan çocukların konuşmak konusunda daha yavaş adımlarla ilerlediği tespit edildi.

Peki bu problemlerin kaynağı ne?

Biraz evvel COVID-19 sebebiyle beynimizdeki gri unsurun azaldığından bahsetmiştik. Beynimizin merkezi hudut sistemi gri ve beyaz husus olarak iki kısma ayrılıyor. Gri unsur; beynimizin hipokampus kısmında bulunuyor ve niyetlerimizi, davranışlarımızı denetim edebilmemize yardımcı oluyor. Beyaz unsur ise hudut ağlarından oluşuyor ve beynimizin bilgi transferine imkan sağlıyor. COVID-19’un çocuklar üzerindeki tesiri ise tam olarak beyinlerindeki beyaz unsurun etkilenmesinden kaynaklanıyor.

Araştırmacılar, virüsün direkt çocukların beynindeki beyaz hususun gelişim suratını azalttığını açıkladı. Bu sebeple de çocuklar, virüs öncesine kıyasla konuşma yetilerini çok daha geç kazanıyor ve konuşulanlara çok daha geç reaksiyon veriyor. Uzmanlar, bu tesirleri azaltmak için ebeveynlerin çocuklarıyla sıklıkla bağlantı kurmalarını öneriyor. Özellikle birinci üç yaşa kadar beyin gelişim sürecinin kıymeti ve konuşma zorluklarının ilerleyen yaşlarda düzeltilmesinin çok daha güç olabileceğinin de altı çiziliyor.