Özellikle son yıllarda birbirinden farklı dallara büyük kolaylıklar getiren drone’ların çok sayıda çeşidi bulunuyor. Bu bağlamda kullanım hedeflerine nazaran biçimlerinin ve motor sayılarının değiştiğini görüyoruz lakin nedense en yaygın olanların dört motorlu modeller olması göze çarpıyor.

Peki bunun sebebi ne? Dört motorlu modelleri daha az motora sahip olanlardan iyi kılan ya da daha çok motora sahip olanlara nazaran tercih edilebilir kılan sebepleri hiç merak ettiniz mi? Gelin bu hususun gerisine birlikte bakalım.

Tek motorlu drone’lardan başlayalım:

Drone’u uçurmak için motor ve pervane ikilisi olmazsa olmazdır. Ama iş, “motor, pervaneyi çevirsin ve problemsiz uçalım” dedirtecek kadar kolay değil. Motor, pervaneyi döndürdüğü sırada ters tarafa doğru gelişen bir tork gücü ortaya çıkar.

Bu sırada drone’unuz havalanır lakin bahsettiğimiz tork sebebiyle daima kendi etrafında döner.

Biz buna uzaktan kumandalı helikopterler sayesinde aşinayız:

Bu oyuncaklar, bilhassa de daha ucuz olanları, alışık olduğumuz üzere havalandıklarında çoğunlukla kendi etraflarında döner. 

Bunun önüne geçmek için de üreticiler, bu vakitlerde daha yaygın görebileceğimiz üzere oyuncak helikopterlere iki motor yerleştirir.

Çünkü aksi tarafa dönen iki motor, helikopterin kendi etrafında dönmesine sebep olan etkiyi iptal eder.

Bu sebeple de hem oyuncağınız kendi etrafında dönmeyerek bir yere çarpma riskinden kurtulur hem de ona yön vermek büyük ölçüde kolaylaşır. 

Bir pervane saat istikametine gerçek dönüyorsa öteki pervane onun tam bilakis doğru döner. Bu bağlamda sağa dönmek istediğinizde sola gerçek hareket eden motor yavaşlar ve sağa gerçek gidenin gücü üstün geldiği için oyuncağınız sağa hakikat döner.

Tıpkı kürek çekerken soldaki küreği bırakıp sağdakini çektiğinizde kayığın sola yönelmesi üzere.

Bu senaryoda yalnızca iki küreği kullandığınızda dönme durumunun önüne geçebilirsiniz.

Oyuncakları kenara bırakıp gerçek helikopterlere baktığımızda büyük bir pervane görüyoruz. O vakit neden kendi etraflarında dönmüyorlar?

Çünkü helikopterlerde az evvel bahsettiğimiz ikinci motorun vazifesini, kuyruk kısmında yer alan ve dikey şekilde yerleştirilmiş olan motor yapıyor.

Bu motor birden fazla vakit büyük pervanenin motoruyla senkronize olarak çalıştığı için istikrarlı bir uçuş tecrübesi sağlıyor.

İleri ve geri manevraları nasıl yaptıklarını öğrenmek için de alttaki içeriğimize göz atabilirsiniz.

Bu mevzuyu anladıktan sonra drone’lara geri dönelim.

Drone’u düzgün halde uçurmak için de birebir mantıkla en az iki motor gerekiyor. Drone’a istikamet vermek istediğimizde motorlardan birinin başkasından süratli hareket ettiğini söylemiştik. 

Bu bağlamda İki motorlu drone’lar çoğunlukla ‘V’ şeklinde tasarlandığından yalnızca iki istikamete gerçek hareket imkânı sunuyor. Ayrıyeten en ufak rüzgarlara karşı bile pek güçlü olduklarını söyleyemeyiz.

Bu da bizi 3 motorlu drone’lara götürüyor.

Bu modellerde daha dengeli bir uçuş tecrübesi elde ediliyor. Ancak tekrar de başınızda iki motorlu olanları unutturacak bir uçuş tecrübesi olmasın. 

Onlara nazaran çok daha performanslı ve istikrarlı olsalar da 3 motorlu drone’ların da rüzgarla arası güzel değil. Ancak artı olarak daha çok tarafa hareket imkânları bulunuyor.

Tahtın sahibi olan dört motorlu drone’lara gelecek olursak…

Bu modellerin en büyük artısı, daha çok sayıda motorla daha uygun performans elde edebilecek olmanıza karşın fiyat/performans bağlamında fazlaca verimli olmaları.

Başta bahsettiğimiz tork yüzünden çıkan dönme durumu; iki motorun saat yönüne, öteki iki motorun da saat istikametinin aksine dönmesiyle ortadan kalkıyor. 

Bunun yanında evvelkilere nazaran daha çok motor olduğundan yük taşıma üzere vazifelerde de kullanıcıları üzmüyorlar.

Ek olarak zorlu hava koşullarına karşı başka modellere göre daha düzgün performans gösterebilme potansiyeli olan bu modeller, hareket tarafı bakımından da epeyce güçlü.

Kısaca istediğimiz randımanı alabilmek için fiyat/performans manasında en verimli, en güçlü ve en performanslı olan modellerin dört motorlu olanlar olduğunu söyleyebiliriz.

Yine de dahası var:

Baktığınızda 6 yahut 8 pervaneli drone’lar da görmeniz mümkün. Bu modeller çoğunlukla profesyoneller tarafından sinema çekimlerinde ya da arama kurtarma operasyonlarında karşımıza çıkabiliyor. Bu sebeple de fiyatları epeyce yüksek.

Fiyatları karşılığında da ekstrem dayanıklılık ve denge sağlıyorlar. Alışılmış ekstra pervane ekstra motor, ekstra motor da fazladan güç tüketimi demek.

Yani fazladan motor eklemek tecrübesi iyileştirse de tartısı ve masrafı artıracak, batarya ömrünü ise azaltacaktır. O yüzden ferdî kullanıcılar bu modelleri pek tercih etmez.

Elbette bunlar yalnızca drone tipleri. Çünkü bir şirketin 3 pervaneli drone’u öteki bir şirketin 4 pervaneli drone’undan daha güzel olabilir. Ancak kaideler birebir olduğunda bu durum pek de kelam konusu olmaz.

Bu sebeple herkes, gereksinimlerini göz önünde bulundurarak drone modeli ve markası seçiyor.

• Kaynaklar: Interesting Engineering, Race N’ RCs, Drone Rush, Make Use Of, Engineering
• Görsel Kaynakları: Crazy Experiments, Helpful DIY, Zero Zero Robotics, Xiaomi Community, DJI