Normalden haftalar evvel doğan prematüre bebeklerin; matematik, okuma ve öteki marifetleri düşük olabilirken dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ADHD) riski de daha yüksek oluyor. Lakin yapılan son çalışmalar, erken doğan bebeklerin ömürlerinin ilerleyen devirlerinde daha düzgün nörogelişimsel sonuçlarla müsabakasının birinci haftalarda ve aylarda yapılan müdahaleler ile mümkün olabileceğini gösteriyor.

ABD’nin Boston kentinde bulunan Brigham ve Bayan Hastanesi’nden ve Güney Avustralya Sıhhat ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden araştırmacılar, gerçekleştirdikleri yedi yıllık bir çalışmada erken doğan bebekler ve anne sütüyle ilgili değişik sonuçlara ulaştı. Araştırma bulguları, JAMA Network Open üzerinden yayımlandı.

Daha fazla anne sütü alan prematüre çocukların ilerleyen yıllarda daha zeki olduğu ortaya çıktı

Prematüre bebekler üzerinde çalışan araştırmacılar, yenidoğan ağır bakım ünitesinde ve buradan çıktıktan sonra daha fazla anne sütü alan çocukların daha yüksek akademik muvaffakiyete ve IQ’ya sahip olduğunu ve gözlemledi. Ayrıyeten bu bebeklerin ileride dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olma ihtimalinin de daha düşük olduğu ortaya çıktı.

Araştırmanın müelliflerinden Mandy Brown Belfort da bununla ilgili açıklamalarında, “Çalışmamız, erken doğan bebeklere anne sütü sağlamanın uzun vadeli nörogelişimsel yararlar sağlayabileceğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullanırken erken yaşta anne sütünün yıllar sonra çocuklara değerli ölçüde yardımcı olabileceğine vurgu yaptı.

Belfort ve meslektaşları, çalışma kapsamında 586 çocuğun sonuçlarını inceleyerek bulgulara ulaştı. Anne sütünün dozunu ve verilme müddetinin bilgilerini muhakkak nörogelişimsel sonuçlar sağlayıp sağlamayacağını görmek isteyen takım, çocuklar 7 yaşına ulaştıklarında incelemelerini gerçekleştirdi. Bu incelemeler, akademik performans, IQ, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yönetici fonksiyonlar üzere birçok şeyi içeriyordu.

Çalışma sonunda yüksek ölçüde anne sütünün yüksek IQ, daha âlâ matematik ve okuma becerilerine yol açtığı görüldü. Ayrıyeten bu çocukların ebeveynleri, daha düşük ADHD semptomları ile karşılaştığını da bildirdi. Uzmanlar, sonuçların 30 haftanın altında doğanlar üzere epey erken dünyaya gelen bebeklerde daha yaygın olduğunu da açıklamalarına ekledi.

Son olarak araştırmacılar, çalışmanın gözlemsel olduğuna başka faktörlerin de bu bahiste tesirli olabileceğine dikkat çekiyor. Yeniden de hayli geniş kapsamda gerçekleştirilen bu çalışma, erken doğan çocukların gelişimine fayda sağlamak için kıymetli bilgileri bizlere sunuyor.