Bilim dünyası, bugüne kadar gerçekleştirdiği pek çok araştırmayla seksin psikolojik, duygusal ve fizikî sıhhate yararlı olduğunu ortaya koymuştu. Lakin seks her ne kadar yararlı da olsa, hayli az bir halde kimi beşerler seks sırasında ya da sonrasında hayatlarını kaybedebiliyorlar. Ani vefat olarak nitelendirilen ölümlerin yalnızca %0,6’sı seks sonrası ya da sonrası gerçekleştirilirken, bunun gerisinde pek çok neden bulunuyor.

Seks sırasında ya da sonrasında vefatın görüldüğü pek çok olayda bireylerin, aktivite sırasında fizikî zorlanma yahut ilaçlar ya da uyuşturucu hususlar nedeniyle hayatlarını kaybettiği belirtiliyor. Seks sırasında ani kalp mevti riskiyse insan yaşıyla tıpkı oranda artıyor. Daha evvel yapılan ve 32 bin olayın incelendiği bir araştırma, seks sırasında yaşanan ani ölümlerin çoğunlukla ortalama 59 yaşındaki erkeklerde meydana geldiğini göstermişti. Ama yeni bir araştırma, bu bahiste yeni bir bilgi sundu.

50 yaşın altındaki şahıslar kalp krizinden değil, farklı nedenlerden hayatını kaybediyor:

Londra Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırma, seks sırasında yaşanan kalp kaynaklı ani ölümlerin sadece orta yaşlı bireylerde görülmediğini ortaya koydu. 6.847 ani kalp vefatının incelendiği araştırmada olayların 17’sinin seks sırasında ya da seks sonrasındaki 1 saat içinde ani kardiyak mevt yaşadığını gösterdi. Ayrıyeten bu olayların yaş ortalaması 38, %35’i de bayandı.

Öte yandan bu olayların vefat nedenleri, orta yaşlı bireylerde görüldüğü üzere genellikle kalp krizi kaynaklı değildi. Tersine, olayların yarısında kalbin yapısal olarak olağan olduğu görülüyordu. Bu bireylerinin mevt nedenlerinin ani aritmik mevt sendromu ya da SADS olarak isimlendirilen ani olağandışı kalp ritmi olduğu tespit edildi. Hadiselerin %12’sinin vefat nedeni ‘aort diseksiyonu’ olarak açıklanırken, geriye kalan olaylar kardiyomiyopati gibi yapısal anomalilerden kaynaklıydı.

Yeni çalışma, 50 yaşın altındaki bireylerde ani kardiyak vefatın temel olarak ani aritmik mevt sendromu yahut kardiyomiyopatilerden kaynaklandığını ortaya koydu. Öte yandan çalışmalardaki vefat oranı, mevcut kalp rahatsızlığı olan şahıslarda bile bu durumun görülmesi riskinin çok düşük olduğunu gösterdi.