Güneş sisteminde Dünya’dan sonra gelen gezegen olan kızıl gezegen Mars, insanların yıldızlara merak sardığı birinci vakitlerden beri en çok merak edilen gezegenlerin başında geliyor. Lakin elde bulunan teknolojinin yetersizliği ve ortadaki yaklaşık 55 milyon kilometrelik uzaklık sebebiyle Mars şu an sırf gönderilen uzay araçları ve teleskoplarla gözlemlenebiliyor.

Hal bu türlü olunca Mars’a ayak basmak ve gezegeni kolonileştirmek için çözülmesi gereken en büyük zorluklardan birisi Kızıl Gezegen’e süratli bir halde nasıl astronot gönderileceği olarak öne çıkıyor. Bir araştırma takımının Mars’a süratli bir şekilde uzay aracı göndermek için geliştirdiği bir plan ise bu sorunun tahliline dair bir umut vadediyor.

Mars’a 45 günde ulaşmak mümkün olabilir

NASA’nın bilgilerine nazaran Mars’a ulaşmak şu an için en az 7 ay üzere bir müddet alıyor. Kanada’da bulunan McGill Üniversitesi’nden bir takımın tasarladığı bir sistem ise Mars’a uzay aracı göndermek için gereken bu müddetin aylarca kısalarak sadece 45 gün sürmesinin mümkün olabileceğini savunuyor.

Araştırma grubu tarafından geliştirilen sistem, yörüngede bulunan bir uzay aracını güçlendirmek için Dünya’ya pozisyonlandırılmış 10 metre genişliğindeki bir lazer dizisinden yararlanıyor. Sistem bu lazerlerin, uzay aracındaki hidrojen plazmasını, aracının Mars’a ulaşmasına yetecek derecede çok ısıtılmış hidrojen gazı oluşana kadar ısıtması prensibine dayanıyor. Bunun işe yaraması halinde ise bu planın temelde, tonlarca tartıdaki yakıtı uzaya fırlatmak konusunda kaygı etmemize gerek kalmadan Dünya’dan öteki gezegenlere gitmemize yetecek itme gücünü sağlaması gerekiyor.

NASA’nın, en fazla 45 günlük bir müddette 1.000 kilogramlık bir yük taşıyabilecek bir Mars’a gitme tekniği tasarlamak için başlattığı bir mühendislik meydan okumasının akabinde konsepti tasarlayan takımdan McGill Üniversitesi Mühendislik Yaz Lisans Araştırma Programı eski öğrencisi Emmanuel Duplay, “Lazer-termal tahrik, bir voleybol alanı büyüklüğünde lazer dizileri ile bir tonluk süratli taşıma misyonlarını mümkün kılıyor” halinde kaydediyor.

Ancak Mars’a giden birinci beşerler muhtemelen oraya lazer-termal tahrik teknolojisini kullanarak ulaşmayacaklar. İnsanların Mars’a ayak basmasından sonra burada kurulacak olan uzun vadeli bir koloniyi sürdürmek için daha fazla insanın seyahat etmesi gerekeceğini belirten Duplay, yalnızca radyasyon tehlikelerinden kaçınmak için bile bizi oraya daha süratli götürecek itme sistemlerine gereksinimimiz olacağını belirtiyor.

Sistem, uzay aracını yavaşlatmak için Mars atmosferinden yararlanıyor

Normal kurallarda klâsik kimyasal yakıtlı roketlerle aylar sürecek bir yolculuktansa değerli gereçleri ve astronotları kısa müddette Mars kolonilerine götürmeyi amaçlayan sistem, Mars’a ulaştığında ise gemiyi süratle yavaşlatan hassas ve potansiyel olarak tehlikeli bir hareket olan “aerobrake” hareketi için gezegenin ince atmosferinden yararlanıyor. Klâsik uzay araçları durmak için kimyasal iticiler kullanıyor ki bu da yakıtı taşımak için yükte daha fazla ağırlık gerektiği manasına geliyor. Mars’ın atmosferini kullanan yeni sistemle ise bu durumun önüne geçmek hedefleniyor.

Tasarım her ne kadar kulağa eksiksiz geliyor olsa ve uzay seyahati konusunda vadettikleri açısından heyecanlandırsa da hala daha kavramsal gelişim etabında olması sebebiyle ne derece gerçekleşebilir olduğu hakkında bir şey söylemek için şimdi oldukça erken.

Dupley’in Mars’a lazer-termal sistem kullanarak seyahat edilmesinin, birinci beşerli Mars misyonundan lakin 10 yıl sonra başlamasının mümkün olacağını söylemesine bakacak olursak, bir müddet daha fırlatma rampasında potansiyel olarak patlayabilme ihtimali olan klasik roketlerle yönetim etmek zorundayız üzere duruyor.