Güneş’in tüm sıcaklığıyla sizi aydınlattığı bir güne uyandığınızı düşünün. Kalktınız ve biraz etrafa boş bakışlar attıktan sonra duşa girdiniz. Hoş bir duştan sonra koltuk altınıza deodorant sıktınız, dişlerini fırçaladınız ve daha evvelce belirlediğiniz kıyafetlerinizi giydiniz. İşe gitmeden evvel kendinize buz üzere bir kahve yaptınız ve onu içerken biraz toplumsal medyada dolaştınız.

Kahveniz bittikten sonra dışarı çıktınız ve otobüs durağında sizi işinize götürecek otobüsü beklemeye başladınız. Otobüs her zamanki üzere tıklım tıklım geldi. Otobüse bindiniz ve ayakta beklemek üzere ortalara ilerlediniz. Tam o anda karşınızdaki beşerden size hakikat bir koku bulutunun geldiğini hissettiniz. Aslında karşınızdaki kişi o kadar da pis görünmüyordu, lakin çok ağır bir ter kokusu geliyordu.

Bu anlattığımız kısa kıssa daha evvel hiç başınıza geldi mi? Neden kimi insanların daha fazla ter koktuğunu hiç düşündünüz mü? Neden sen ya da yanındaki başka beşerler değil de o insan bu kadar çok ter kokuyor? Bugün sizlere neden bazı insanların daha çok ter koktuğunu açıklamaya çalışıcağız.

Terimiz hakikaten kokar mı?

Özellikle toplu taşıma üzere kalabalık ortamlarda daha da fazla baş yorduğumuz ter kokusu çok can sıkıcı olabilir. Aslında burada yanlış bilinen bir durum var. Ter, aslında makus kokan bir şey değildir. Burnunuza gelen makus koku, terin içinde istedikleri ortama ulaşabilen cildimizdeki bakterilerden geliyor. Her insanın bedeninde bakteriler bulunur. Islak ve nemli ortamları seven bakteriler, bilhassa terlediğimizde istedikleri ortama ulaşırlar ve gelişip büyümeye başlarlar. Bakteriler gelişip büyüdüğünde ise kendi kokularını üretmeye başlarlar. Bakteriler için bir konak misyonu gören insanların yaydığı terin çeşidi bu kokunun oluşmasında kıymetli bir yere sahiptir.

İnsanlarda iki tip ter bezi var.

İnsanlarda iki tip ter bezi bulunuyor. Bunlar “ekrin” ve “apokrin” bezleridir. En yaygın olanı ekrin bezleridir ve bedenin her yerinde bulunabilir. Direkt deriye ter sağlayan bu bezler, bedenimizin soğutma sistemi olarak çalışır. Ekrin bezleri ter yoluyla dışarıya bol ölçüde su ve bir ölçü yağ ve tuz atar. Apokrin bezleri ise daha çok koltuk altı ve kasık bölgelerinde yer alır. Oluşan bu ağır kokunun genel sorumlusu da apokrin bezleridir diyebiliriz.

Terimiz neden kokar?

Apokrin bezleri ergenlik periyodunda çalışmaya başlar ve koltuk altları ve kasıklardaki kıl kökleriyle alakalı bir bezdir. Apokrin bezi, ekrin bezine oranla daha ağır kıvamda yapışkan bir ter üretir. Protein açısından varlıklı olan bu ter, bakteriler tarafından büyük bir memnunlukla kabul edilir. Koltuk altı ve genital bölge etrafındaki karanlık ortamın da gücünü gerisine alan bakteriler, bu ağır terin içindeki proteini afiyetle parçalayarak ortaya yüksek konsantrasyonlarda koku yayar. Ekrin ter bezleri ise tertipli olarak beden ısısını denetim eder ve koku ile önemli bir kontağı yoktur.

Bazı beşerler neden daha fazla ter kokuyor?

Terin kokmasındaki ana faktörün bakteriler olduğunu öğrendik. Madem herkesin bedeninde bu bakteriler var neden birtakım beşerler daha fazla ter kokuyor? Bunun birkaç sebebi var. Her beşerde farklı bir bakteri çeşitliliği var. Hatta yaşadığımız mesken, dokunduğumuz yerler, yeni tanıştığımız beşerler bile sistemli olarak bakteri paylaşımı yapmamızı sağlıyor. Her aile meskeninin kendine has bir kokusu olduğunu fark ettiniz mi? Bu kokunun da sebebi, daima birlikte yaşayan insanların emsal yemek yemeleri ve benzeri bakterileri bedeninde taşıması olarak gösteriliyor.

Vücudumuzdan çıkan terin içerisindeki yağ ve proteinler yediğimiz yemeklerle de bağlantılı. Yani yediğiniz şeye bağlı olarak bakterilere daha fazla imkan tanıyorsunuz. Onlar da bu imkanı son derece uygun pahalandırıyor. Örneğin sarımsak ve soğan üzere ağır kokulu sebzeler bulunan baharatlı yiyecekler yediniz diyelim. Bedeniniz bu yiyecekleri sindirirken bileşikler üretir ve bu bileşikleri cildin gözeneklerinden salar. Bu da bakterilerle birleşince bozuk zerzevat üzere kokmanıza neden oluyor. Yani bir insanın yediği yemek, üzerinde bulunan bakteri ölçüsü ve çeşitliliği daha fazla kokmasına neden olabilir.

Bazen yalnızca kirli de olabilir.

Elbette her şeyi bakterilere bağlamamak gerekir. Kimi beşerler daha fazla kokma eğiliminde olsa da bazen de hakikaten kirli olabilirler. Özellikle sıcak yaz aylarında sistemli duş almayan biriyse koku kaçınılmaz olacaktır. Buna ek olarak kokunun yayıldığı asıl yerlerden olan koltuk altına deodorant sıkmak da kokunun önüne geçmek için kıymetli bir tahlil.

Ter kokusunu nasıl engelleyebiliriz?

Ter kokusunu önlemenin birkaç yolu var. Bunların başında elbette duş almak geliyor. Bir kişi düzenli olarak bedenini sabunla yıkayıp sonra da yeterlice kurularsa yine terlese bile uzun bir müddet kokmayacaktır. Zira dediğimiz üzere kokuyu sağlayan şey ter değil terin olduğu ortamda gelişen bakterilerdir.

Ter kokan yerlerimiz genelde koltuk altları ve genital bölgelerimizdir. Bu bölgelerdeki apokrin bezlerinin ürettiği koyu kıvamlı ter, bu bölgelerde kıl varsa daha uzun müddet kalır. Terin buharlaşarak uçmasını engelleyen kılları keserek kokunun önüne geçmek mümkün.

Düzenli duş alıp traş olarak kokuyu büyük ölçüde giderdik, lakin bunun daha uzun ömürlü olmasını istiyorsanız ter önleyiciler kullanmak gerekiyor. Deodorantlar, bedeninizdeki ter oluşumunu azaltıyor. Bununla birlikte bakteri ölçüsü ve aktivitesini de değiştiren deodorantlar bu sayede bedenin uzun mühletler boyunca kokmamasını sağlıyor.

Eğer tüm bunlara karşın kokuyu gideremiyorsanız bir doktora başvurmanız gerekiyor. Alüminyum klorir, botoks üzere tedavi seçenekleri bulunan kokunun kimi durumlarda cerrahi müdahaleyle de çözüldüğü görülüyor. Lakin bu süreçlerin hekim denetiminde olmasının bir sebebi var. Ter, bedenimizin soğutma sistemidir. Şayet bunu büsbütün yok edersek bedenimiz daima ısınacaktır. Bunun da sonu vefatla sonuçlanacak kadar önemli olaylara yol açar .

Bugün sizlere neden kimi insanların daha fazla ter koktuğunu açıklamaya çalıştık. Bu üslup içeriklerin devamının gelmesini istiyorsanız yorumlarda yazabilirsiniz.