Bir dönemin “Red Bull kanatlandırır” sloganı ve en az kendisi kadar sıra dışı reklamlarıyla hafızalara kazınan güç içeceğini Mateschitz’in ticari zekası ve vizyoner kişiliğine borçluyuz. Günümüzde epey tanınan olan bu güç içeceği, 1987’de piyasaya birinci çıktığı devirde bu kadar tanınan değildi.
Ancak marka, vakitle farklı bakış açıları geliştiren Mateschitz’in pes etmek bilmeyen satış stratejileri sayesinde bölümün devi haline geldi. Artık daima birlikte Red Bull’un muvaffakiyetinin arkasındaki bu sebeplere ayrıntılıca bakalım.
Dietrich’in muvaffakiyetlerinin bir kısmı, üniversite yıllarında satış elemanı olmasına dayanıyor.
Avusturyalı Dietrich, üniversitedeyken akademik manada pek de başarılı değildi. Eğitimi esnasında diyar diyar dolaşıp bağlı olduğu satış firmasının eserlerini pazarlıyordu. Okullarda öğretilmeyen pazarlama tekniklerini ve piyasaya dair incelikleri kendi pratikleriyletecrübe edinmişti.
Elbette her genç insan üzere hayalleri vardı ve bunlara ulaşmanın yollarını arıyordu.
1982’de Tayland’da bir iş seyahatinde olduğu sırada kendisi için yeni lakin bulunduğu bölgede epeyce tanınan olan güç içeceklerine rastladı. Enerji içeceklerine olan ilginin ve ticari iş hacminin çok büyük olduğunu biliyordu ve bu durum genç Dietrich’in ilgisini çekmişti.
Çok geçmeden 1984’te Red Bull markasını kurdu.
Eşsiz Tayland içeceğini evvel kendi ülkesi Avusturya’ya getirdi. 3 yıl boyunca içecekler üzerinde tahliller yaparak; marka ismi, logosu ve satış stratejileri hakkında çalışmalara imza attı. 1987 yılında Red Bull adıyla güçlü olmayı çağrıştıran iki boğalı logosuyla ilk güç içeceklerini piyasaya sürdü.
Genç Dietrich, markasına ve fikirlerine ziyan verebilecek her türlü fikir ve beşere karşı sağır kurbağayı oynuyordu.
İlk yıllarda bu çiçeği burnunda yeni güç içeceği markası, Avrupa‘ya çok yabancıydı. Bu nedenle birinci yıllarında piyasada yer edinmesi vakit aldı. Dietrich’in etrafındaki birçok şahsa nazaran bu fikir mecnun saçmasıydı ve ona sık sık bu biçimde güçlü olamayacağını fısıldıyorlardı. Fakat bunun tam karşıtı oldu ve Red Bull küresele yayıldı.
Dietrich, markasının en kıymetli amaç kitlesi olan gençlere, üniversite öğrencilerine odaklandı.
İnsanların bir şeyi satın almasına yardımcı olan ikna kriterlerine ek olarak en inançlı sistem olan “arkadaş tavsiyesine” odaklandı. Büyük bir çoğunluğu üniversite yerleşkelerinde olan öğrencilere, gece kulüplerine, partilere parasız içecek dağıtıldı.
İnsan ağı ve etrafı en geniş olan insanların ellerinde Red Bull’la görülmesini sağladılar. Tıpkı günümüzde influencer’lara gönderilen PR paketlerine benzeri bir fikirdi ve epeyce işe yaradı.
Amerika’daki gruplar de gece kulüplerine ve barlara ücretsiz Red Bull gönderdi.
Barmenler Red Bull’lu içecekler hazırlıyorlardı. Bu içecekler gençlerle birlikte pek çok müşterinin gönlünü fethetti. Amerika alanında satışlar tavan yaptı. Kısa müddette gençler ortasında ve birçok lokasyonda güç içeceği Red Bull yaygınlaştı. Günümüzde bile alkollü yerlerde alkol almadan tüketebileceğiniz yeni bir içecek kategorisi doğmuş oldu.
Dietrich tıpkı vakitte markasını ekstrem sporlarla buluşturarak çarpıcı etkinliklere imza attı.
Gençlere yönelik atılımlarına ek olarak; markanın ismini taşıyan Formula 1 ekibi, yarış pistlerinde yer aldı. Uçaklara ilgisi olan Dietrich, paraşütle atlama ve bungee jumpinggibi ekstrem sporlarla markasını sık sık bir ortaya getirdi.
Heyecan, risk, adrenalin veyoğun enerjikavramlarıyla harmalanan Red Bull için; sıradan ve tekdüze reklamlar yerine her satış bölgesinin kendi kültürüne has kriterler de göz önünde bulundurularak stratejiler geliştirilmiştir.
Dietrich Mateschitz; olmaz denileni başararak insanları bir ortaya getiren, bu kesimde pek çok markaya öncülük eden ve başarılı olduğunu kanıtlayan stratejileriyle gerisinde Red Bull’u bıraktı.
- Kaynaklar: Forbes, Red Bull Resmi Site