Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü bünyesinde çalışmalarını sürdüren bilim insanları, tarihe geçecek bir işe imza attılar. Özel bir kamera sistemi kullanan uzmanlar, bu kameralar ile hudut hücrelerinden gönderilen sinyallerin görüntüsünü kaydetmeyi başardılar. Gelin daima birlikte bu kıymetli bilimsel gelişmenin ayrıntılarına bakalım.

Bilim insanları, amaçlarına ulaşabilmek için Diff-CUP isimli ultra süratli fotoğrafçılık teknolojisinden faydalanarak özel bir kamera geliştirdileri. Bu kameralar, saniyede 70 trilyon kare kaydedebilecek kadar süratliydi. Fakat bu kamera tek başına kâfi değildi. Uzmanlar, kamerayı interferometre isimli bir aygıtla birleştirdiler ve hudut hücrelerinden geçen sinyallerin en temel anlatımıyla renklendirmeyi başardılar. İnterferometre ile gönderilen lazer ışınları ile “aydınlatılan” sinyaller, Diff-CUP ile görüntülenmiş oldu.

İşte hudut hücrelerinden gönderilen sinyallerin görüntüsü

Şu ana kadar ne anlattığımızı anlamakta zorlanmış olabilirsiniz. Artık sizlere, üstteki manzaranın ne manaya geldiğini anlatacağız. Bildiğiniz üzere bedenin denetim merkezi beyin. Hudut sistemimiz, beyinden gelen komutları organlarımıza/uzuvlarımıza, dışarıdan gelen uyaranları da beynimize iletiyor. Biz bir şeye dokunduğumuzda yumuşak mı sert mi olduğunu, hudut hücrelerimizin gönderdiği sinyalleri beynimizin yorumlaması sonucunda algılıyoruz. İşte üstteki manzara de tam olarak bu sinyalleri gösteriyor. 

Bilim insanları, farklı farklı hudut hücrelerine ait sinyal geçişlerini görüntülediler. Üstte, sinyallerin farklı farklı vakitlerde görünmesinin nedeni de tam olarak bu. O denli ki sonların iletim suratı 4 m/s ila 120 m/s aralığında değişiyor. Bu da beyinden gönderilen bir hudut sinyalinin hedeflenen noktaya ulaşmasının mühletini değiştirir. Bu ortada; buradaki müddetten kastımız dakika ya da saniye değil. Bir insanın beyninden gönderilen bir sinyal, sadece milisaniyeler içerisinde ayak ucuna ulaşabilir…