İkinci Dünya Savaşı sonrasında Kuzey Denizi, çok sayıda geminin en son noktası oldu. Denizin tabanında binlerce geminin ve uçağın kalıntıları bulunuyor. Bu kalıntıların tesirlerini bilim insanları inceledi. 

Frontiers in Marine Science adlı mecmuada yayımlanan makaleye nazaran bu gemiler, battıktan 80 yıl sonra bile deniz tabanlarını kirleten ziyanlı unsurlar sızdırmaya devam ediyor. Bu hususlar ortasında ağır metaller ve patlayıcı unsurlar de yer alıyor. Bu hususlar etraflarındaki deniz biyolojisine de ziyan veriyor. 

2. Dünya Savaşı, denizleri vurmaya devam ediyor

Ghent Üniversitesi’nden araştırmacı Josefien Van Landuyt, yaptığı açıklamada insanların batıklara tarihi bedellerinden ötürü ilgi gösterdiğini fakat bu yapıların denizlere tesirlerinin sıklıkla görmezden gelindiğini tabir etti. 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda batan gemilerin 2,5 milyon ton ile 20,4 milyon ton ortasında petrol eseri bulundurduğu varsayım ediliyor. 

Batık gemilerin iskeletleri yapay resifler görevi görerek deniz tabanındaki hayatı olumlu tarafta etkiliyor olsa da, bu araştırmada yer alan gemiler savaş gemileri. Haliyle içlerinde çokça petrol, petrol eseri, patlayıcı ve zehirli unsur bulunuyor. Van Landuyt’ın araştırmasına nazaran Belçika açıklarında bulunan gemi batıkları, lokal mikrobiyal yapıların da bozulmasına neden oluyor. 

Yapılan incelemeye nazaran gemiden yayılan sızıntılar, merkezinde geminin bulunacağı formda dalgalar halinde sızıntılar yayıyor. En yüksek ziyanlı atık konsantrasyonu ise geminin olduğu bölgede bulundu. Yani gemiler, bulundukları bölgeleri kirlettikleri üzere etraflarını de kirletiyor. Geminin nerede olduğunu bilmesek bile etraf kirliliğinden etkilenebiliyoruz.

Ayrıca gemilerin ortaya çıkardığı kirlenme mikrobiyomu da bozuyor. Olağanda olmaması gereken yoğunlukta bakteriler ortaya çıkıyor. Ayrıyeten olağanda bulunmayan kimi bakteriler, gemi kalıntılarının etrafında toplanıyor.